Kan tahlili ve İdrar tahlilleri
kan ve idrar tetkikleri Birçok hastalığın teşhisinde, hastanın genel durumu hakkında bilimsel veriler toplayabilmek için en güvenilir araçlardır.
Tam Kan Sayımı (Hemogram)
RBC: Red Blood Cells (Kırmızı kan
hücrelerinde bulunan eritrosit/alyuvar miktarıdır.)
Bunlar oksijen taşıyan hücrelerdir. Ağır egzersiz ve yüksek rakımda sayıları artarken
düşük olması kansızlık (anemi) veya kan kaybını gösterir. Ayrıca hemolize neden olan bazı ilaçlar da eritrosit sayısını
azaltabilir
HGB: Hemoglobin (HB)
Hemoglobin; kanda varolan oksijenle birleşmiş alyuvarlardır.Kandaki toplam
hemoglobin miktarını gösterir. Anemi, kan kaybı, polistemi (eritrosit sayısının normalden fazla olması) v.b.
durumların değerlendirilmesinde kullanılır.
HCT: Hematokrit
Kandaki hemoglobin ve eritrosit miktarını gösterir. Bir başka ifadeyle kanın
şekilli elemanlarının tüm kana oranıdır. Anemi ve kan kaybı gibi durumlarda
miktarı azalır. Buna karşılık vücut su kaybederse (kusma v.b.)
ya da yüksek rakımda hematokrit miktarı artar
MCV: Mean Corpuscular Volume
Eritrositlerin ortalama büyüklüğüdür.Tam kan sayımında önemli olan bir bulgudur.Özellikle gebelik döneminde annenin kırmızı kan hücrelerinin şekli hakkında genel ve
uyarıcı bilgi verir. MCV kırmızı kan hücrelerinin çapı anlamına gelir. Talasemi gibi önemli genetik bağlayıcılığı olan
hastalıkların teşhisinde tam kan sayımı içerisinde bakılabilen oldukça pratik
ancak genel durum hakkında uyarıcı bilgi veren bir tetkiktir. Talasemi hastalarında MCV oranı düşük çıkar
MCH: Mean Corpuscular Hemoglobin
Eritrositlerdeki hemoglobin miktarını gösterir.
MCHC: Mean Corpuscular Hemoglobin Concentration
Eritrosit hemoglobin konsantrasyonunun yüzde olarak
ifadesidir.
RDW: Red cell Distrubition Width
Eritrositlerin dağılım genişliğini gösterir
PLT: Platelets (Trombosit sayısı)
Pıhtılaşmayı sağlayan hücreler. Koagülasyon sistemi
ve hemostaz bozukluklarının değerlendirilmesinde
kullanılır. Demir eksikliği anemisi ve akut enfeksiyonlarında trombosit sayısı artarken lösemiler, bazı
enfeksiyonlar ve kemik iliğinin baskılanması ile trombosit sayısı düşer
MPV: Mean Platelet Volume
Trombositlerin ortalama büyüklüğü.
PDW: Platelet Distrubition Width
Trombositlerin dağılım genişliğini gösterir
WBC: White Blood Cells (Beyaz kan hücrelerinin-lökosit-sayısı) Lökosit
Beyazküreler yanı akyuvarlarımızın sayısını belli
eder. Vücudun savunmasında ve bağışıklığında görevlidir. WBC miktarı birçok
sağlık durumundan etkilenebilir. Kan, farklı kan hücrelerinden ve plazma adı
verilen bir sıvıdan oluşan akıcı bir bağ dokusudur. Kanın en temel işlevi,
vücudun bütün bölümlerine oksijen ve gerekli besinlerin taşınmasıdır. Üç tip
kan hücresi vardır: Bunlar kırmızı kan hücreleri(alyuvar), beyaz kan hücreleri
ve platelettir. Akyuvar olarak da adlandırılan WBC
bağışıklık sisteminin temel hücreleridir. Bunlar bakteri ve virüs gibi vücudu
işgal eden zararlı organizmalarla savaşır ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur. WBC kemik iliğinde üretilir. Bunlar renksizdir ve şekilleri de
asimetriktir. WBC birkaç gün ya da birkaç hafta gibi kısa ömre sahiptir. WBC
değişik sağlık durumlarının teşhisinde önemli bir kriter olarak görülmektedir.
WBC Miktarı Ne Anlama Gelir?
Beyaz kan hücresi miktarı enfeksiyonlar,
kemik iliği bozuklukları ve iltihaplı hastalıklar gibi birçok sağlık
probleminin teşhisini kolaylaştırmada çok önemli bir faktördür. Bu ayrıca
birçok tedavide vücudun cevap verip vermediğini anlayabilmek için kullanılır.
WBC miktarı kemik iliği işlevini değerlendirirken de iyi bir kriterdir.
WBC miktarı lökositlerin toplam sayısını ve farklı lökositlerin miktarını
oluşturur. Farklı miktarda, her çeşit lökosidin oranı hesaplanır.
Yüksek WBC Miktarı Neden Kaynaklanır?
Yüksek beyaz kan hücresi miktarı ya da lökositoz, anemi, enfeksiyonlar,
alerjiler, sistemik hastalıklar, romatoid artrit gibi iltihaplı hastalıklar, yanıklardan dolayı zarar
görmüş dokular, lösemi ve fiziksel ya da duygusal stresten dolayı meydana
gelir.
Heparin, kortikosteroid, kinin ilaçlar ve nöbet önleyici ilaçlar da
WBC’ yi yükseltebilir. Yeni doğmuş bir bebek doğduğu
gün 9000 ile 30000m/mm3 aralığında yüksek beyaz kan hücresine sahiptir. İki
hafta içinde, bu miktar normal yetişkin oranına düşer. Lökositoz hamilelik sırasında da çok yaygındır.
Düşük WBC Miktarı Neden
Kaynaklanır?
Düşük beyaz kan hücresi miktarı ya da lökopeni kemoterapi, radyoterapi, aplastik anemiden ve lupus, dalak hastalığı, karaciğer
hastalıkları ve viral enfeksiyon gibi otoimmum hastalıklardan kaynaklanabilir. Vitamin ve bakır
ve çinko gibi mineral eksiklikleri de lökopeniye yol
açabilir. Lökopeni myelodisplastik sendromu gibi bazı kemik iliği hastalıklarının sonucu
olabilir. Bağışıklık sistemini baskılayan (immunosupresif)
ilaçlar, bazı antibiyotikler, antitiroid ilaçlar, diyüretik (idrar söktürücü) ilaçlar ve kemoterapi ilaçları da lökopeniye sebep olabilir. Düşük kan
hücresi miktarı vücudu bakteriyel, viral ve mantarsal enfeksiyonlara karşı
savunmasız bırakarak, zayıf düşmüş bir bağışıklık sistemine neden olur
NE%: Nötrofil Yüzdesi
Nötrofiller : Bu hücrenin ana işlevi,
vücuda zararlı olan yabancı materyalleri bulmak ve tahrip etmektir. Bulduğu
yabancı materyali, fagositoz denen bir yöntemle içine alır ve içindeki çeşitli
enzimlerle tahrip eder.
LY%: Lenfosit Yüzdesi
Lenfositler : Bu hücreleri bağışıklık yanıtının humoral kısmını oluştururlar. Çok çeşitli fonksyonlara sahip bu hücrelerin en temel işlevi,
mikroorganizmaları tanıyıp, onlara karşı antikor yapımını gerçekleştirmektir.
MO%: Monosit Yüzdesi
Monositler ve Makrofajlar : Bu hücreler fagositoz yapma yeteneğindedir ve lenfositlerle
direkt veya indirekt yoldan bağışıklık sisteminin regulasyonunda önemli rol oynarlar. Monositlerin dokularda bulunan şekline makrofaj denir.
EO%: Eozinofil Yüzdesi
Eozinofiller : Eozinofiller de nötrofiller gibi yabancı materyali yok etmek görevi olan hücrelerdir. Özellikle,
parazitlere bağlı enfeksiyonlarda belirgin rol
oynarlar.
BA%: Bazofil Yüzdesi
Bazofiller : Bazofillerin de fagositoz yeteneği vardır ama asıl fonksiyonunu,
çeşitli maddeler salgılayarak gösterir.
CRP: C Reaktif Protein’in kısaltmasıdır.
Normalde insan vücudunda düşük değerlerde bulunan bir proteindir. Sağlıklı
kişilerde serum bazal CRP düzeyi ortalama 0.8 mg / L
civarındadır. Romatoid artrit,
SLE (sistemik lupus eritematozus),
kalp krizi ve lenfoma gibi hastalıklarda artar. CRP
özgül bir test değildir fakat duyarlılığı yüksektir. Herhangi bir hastalığa
özgü değildir ve teşhis için kullanılmaz.
Hormon Tahlilleri
T4: Total T4
Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde
kullanılır. Hipertiroidide artarken, hipotiroidide azalır. Tiroksin replasman tedavisi alan kişilerde TT4 yüksek bulunabilir. T4 otoantikorlarının bulunduğu durumlarda ise TT4 yüksek, TT3 normal çıkabilir.
T3: Total T3
Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde
kullanılır. Hipertiroidide (tiroid bezinin çok çalışması) artarken, hipotiroidide (tiroid bezinin yetersiz çalışması) azalır. Kronik hastalığı
olan veya uzun süre hastanede yatmış olan hastalar ötiroid olsalar bile TT3 düzeyi düşük bulunabilir. T3 otoantikorlarının bulunduğu durumlarda ise TT3 yüksek, TT4 normal çıkabilir.
FT3: Serbest T3
Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde
kullanılır. Hipertiroidizm ve T3 tirotoksikozunda (tirotoksikoz = kanda ani olarak tiroid hormonlarının yükselmesi) serum FT3 düzeyi artarken, hipotiroidizmde azalır. Ayrıca kronik hastalığı olan veya uzun süre hastanede yatmış olan
kişiler ötiroid olsalar bile FT3 düzeyi düşük
bulunabilir.
FT4: Serbest T4
Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde
kullanılır. Hipertiroidizmde serum FT4 düzeyi
artarken, hipotiroidizmde azalır.
TSH: Tiroid-Stimulating Hormon (Tiroid Uyarıcı
Hormon)
Tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ve
tedavi takibinde kullanılır. Hipotroidizmde TSH
düzeyi artarken hipertiroidizmde TSH düzeyi azalır.
E2: Estradiol
Vücuttaki en potent endojen östrojendir. Ovülasyon indüksiyonunun takibi ve
erkeklerde jinekomastinin değerlendirilmesinde
kullanılır.
ß-HCG: Beta HCG
Gebeliğin teşhisi, ektopik gebelik şüphesinin
değerlendirilmesi ve in vitro fertilizasyon (vücut dışındaki özel bir ortamda döllenme)
hastalarının takibinde kullanılır. Ayrıca testis tümörü ve overin germ hücreli tümörlerinin değerlendirilmesi ve
takibinde de kullanılır.
FERR: Ferritin
Demir eksikliği anemisi, kronik hastalık anemisi, talasemi (Akdeniz anemisi), hemakromatozis ve demir yükleme
tedavisinin takibinde kullanılır. Karaciğer hastalıklarının varlığında demir
eksikliği olmasına rağmen ferritin normal düzeyde
bulunabilir. Ayrıca akut faz reaktanlarından biridir.
B12: Vitamin B12
Hematopoezis ve normal nöronal fonksiyonlar için gereklidir. Kronik böbrek yetmezliği, konjenital kalp yetmezliği, diabetes mellitus ve karaciğer hastalıklarında vitamin B12 düzeyi yüksekken vejetaryenlerde
düşüktür.
FOL: Folik Asit
Folat eksikliğinin tanı ve tedavisi takibi ile megaloblastik ve makrositik anemilerin değerlendirilmesinde kullanılır. Diyetle folat alımının azalması, hemodiyaliz, gebelik ve fenitoin vb. bazı ilaçlar folat düzeyini düşürürken,
vejetaryen diyet ile folat düzeyi artar.
AFP: Alfa-Fetoprotein
Hepatoselüler ve germ hücreli karsinomlarda (karsinom = kötü huylu tümör) kullanılan bir tümör belirleyicisidir. Bazı kanserlerde de
( pankreas, mide, kolon, akciğer v.b.) AFP düzeyi
yükselebilir. Siroz, hepatit ve alkolik karaciğer hastalığı gibi durumlarda da
AFP seviyesinde artış olabilir.
CEA:
Kolon, rektum, akciğer, meme, karaciğer, pankreas, prostat, mide ve over kanserlerinde CEA düzeyi artar. Özellikle kolorektal kanserler ve ileri evre meme kanserlerinde
takipte kullanılabilir. Sigara içenlerde CEA düzeyi yüksektir. Bu yüzden tarama
testi olarak kullanılması doğru değildir.
CA 125:
Özellikle over malignitelerinin (yumurtalık kanseri) takibinde kullanılan bir tümör markeri yani bir tümör
belirleyicisidir. Ayrıca sağlıklı insanların %1′inde CA 125 düzeyi yüksek
olabilir. Tarama testi olarak kullanılmamalıdır.
CA 15–3:
Meme kanserinin tanı ve tedavi takibinde kullanılır. Özellikle metastatik meme kanserlerinin (diğer organlara yayılmış
olan meme kanseri) %80′inde CA 15–3 düzeyi artar. Ayrıca diğer bazı
kanserlerde (pankreas, akciğer, over, kolon,
karaciğer v.b.), hepatit, siroz ve tüberkülozda CA
15–3 düzeyi yükselebilir. Tarama testi olarak kullanılmamalıdır.
CA 19–9:
Tüm gastrointestinal sistem kanserleri ve diğer adenokarsinomlarda CA 19–9 düzeyi artar. CA 19–9 düzeyi ile
tümör kitlesi arasında ilişki yoktur. Ayrıca siroz gibi bazı durumlarda CA 19–9
düzeyi yüksek görülebilir. Tarama testi olarak kullanılmamalıdır.
PSA: Prostat-Spesifik Antijen
Prostat hastalıklarının (özellikle prostat karsinomları ve benign prostat hiperplazisi)
tanı ve takibinde kullanılır.
Free PSA: Serbest PSA
Prostat hastalıklarının tanı ve takibinde kullanılır.
Total Testosteron Seviyesi (T)
DHEA-SO4
17-alfa-OH-P (17-alfa-hidroksi-progesteron)
Bu üç test Polikistik Over (PKO) hastalığının tanısında kullanılır.
Biyokimya Tahlilleri
CA: Kalsiyum
Endokrin ve metabolik bozuklukların değerlendirilmesinde
kullanılır. Ayrıca kemik için de önemlidir. Kemik metastazları, akromegali gibi
durumlarda kalsiyum düzeyi artarken D vitamini eksikliği, magnezyum eksikliği,
kronik böbrek yetmezliği gibi durumlarda kalsiyum düzeyi azalır.
PHOS: Fosfor
Fosfor metabolizmasının ve kalsiyum-fosfor dengesinin
değerlendirilmesinde kullanılır. Böbrek yetmezliği ve akromegali gibi
durumlarda fosfor düzeyi artarken D vitamini eksikliği ve kusma gibi durumlarda
fosfor düzeyi azalır.
UREA: Üre
Böbrek fonksiyon testlerinden biridir. Protein metabolizmasının
değerlendirilmesinde kullanılır. Düz tüpün yanı sıra 24 saatlik ya da spot
idrar ile de çalışılabilir. Yüksek proteinli diyet gibi durumlarda üre düzeyi
artarken düşük proteinli diyet, gebeliğin son dönemleri ve ağır karaciğer
hastalıkları gibi durumlarda üre düzeyi azalır.
GLU: Glikoz
Karbonhidrat metabolizmasının değerlendirilmesinde kullanılır. Açlık kan şekeri
olarak ölçülür.
TP: Total Protein
Böbrek ve karaciğer hastalıklarının takibinde kullanılır. Kronik karaciğer hastalıkları
ve yanık gibi durumlarda total protein düzeyi azalır.
HB: Hemoglobin
Anemi, kan kaybı vb. durumların değerlendirilmesinde kullanılır. Egzersiz,
yanık, aşırı kusma ve yüksek rakım gibi durumlarda hemoglobin miktarı artarken
anemi gibi durumlarda miktarı azalır.
UA: Ürik Asit
Gut ve diğer pürin metabolizma bozukluklarının tanı ve takibinde kullanılır.
Gut, böbrek yetmezliği, lösemi ve ağır egzersiz gibi durumlarda ürik asit
düzeyi artar.
BİL-D: Bilirubin (Direk)
Karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. Bilirübin kandaki eritrosit (kırmızı küre) lerin parçalanması sonucu ortaya çıkar. Bazı metabolik hastalıklar, karaciğer hastalıkları, safra
yolları hastalıkları, yada kan kırmızı kürelerin
vücutta hızlı yıkılmalarını takiben kanda değerleri yükselebilir.
BİL-T: Bilirubin (Total)
Karaciğer ve safra kesesi fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. Bilirübin kandaki eritrosit (kırmızı küre) lerin parçalanması sonucu ortaya çıkar. Bazı metabolik hastalıklar, karaciğer hastalıkları, safra
yolları hastalıkları, yada kan kırmızı kürelerin
vücutta hızlı yıkılmalarını takiben kanda değerleri yükselebilir.
SGOT-AST-SGPT-ALT-GGT:
Kısaltmalar ile gösterilen bu testler karaciğer fonksiyon testleri anlamına
gelir. Karaciğerin etkilendiği düşünülen hastalıklarda hekim tarafından
istenilir. Örneğin alkol bağımlılarında, bu testler bakıldığında istenilen
değerlerin yükseldiği görülür. Fiziksel muayenesinde karaciğer ağrılı olabilir
GGT(gama-Glutamil-Transferase) olarak isimlendirilen değer böbrek, pankreas, karaciğer, safra kesesi ve prostat epitel (deri) dokusunun hücre mebranında bulunan bir enzimdir. GGT; alkol ve bazı ilaçların etkisi ile yada akut kolesistit ( kolon iltihabı), akut pankreatit( pankreas iltihabı), karaciğer nekrozu( karaciğer dokusunun kansız kalması), ve karaciğer metastazlarında artış gösteren bir enzimdir.
SGOT; Karaciğer
hastalıkları, kalp hastalıklarında yükselebilir.
SGPT; Karaciğer hastalıkları, kalp hastalıkları ve bazı
maddelerin (ilaçlar) karaciğerdeki toksik etkileri
ile kandaki değeri artabilir. Tüm bu testler genellikle karaciğerden
kaynaklanan hastalıkların şüphe edilmesi durumda kanda bakılan testlerdir.
ALT: Alanin Aminotransferaz
Karaciğer fonksiyon testlerinden biridir. Siroz, akut hepatit gibi karaciğer
hastalıkları, kalp krizleri, kullanılan bazı ilaçlar, kas zedelenmeleri, akut
ve böbrek yetmezliği gibi durumlarda ALT düzeyi artar.
AST: Aspartat Aminotransferaz
Bütün vücut dokularında bulunmakla beraber, karaciğer, kalp ve iskelet kası en
çok bulunduğu hücre içi olarak yer alan bir enzimdir Herhangi bir nedene
bağlı olarak karaciğer hücre zedelenmesi veye hasarı,
kalp ve iskelet kası travması, kalp yetmezliği ve ağır egzersiz gibi durumlarda
miktarı artar.Bununla birlikte böbrek yetmezliği ve B vitamini eksikliklerinde
düzeyi azalabilir.
GGT (GAMAGLUTAMİLTRANSFERAZ)
Karaciğer hastalıklarında ve özellikle alkole bağlı karaciğer hastalıklarında
daha değerli bir enzimdir. Ayrıca safra kesesi taşı, bu taşa bağlı safra
yolları tıkanıklığı, pankreas hastalıklarında da kan değeri yükselir..
ALP: Alkalen Fosfataz
Karaciğer, safra kesesi ve kemik dokusuna bağlı hastalıkların
değerlendirilmesinde kullanılır. Siroz, gebelik ve çocukların büyüme
dönemlerinde ALP düzeyi artar. Karaciğer ,pankreas hastalıklarında, safra yollarının taş ile tıkanmasında Paratiroid bezin fazla çalıştığı durumlarda, bazı kemik hastalıklarında değerleri
yükselebilir.
LDH: Laktat Dehidrogenaz
Kalp ve karaciğer hastalıklarının tanısında kullanılır. Orak hücre anemisi ve lenfoma gibi durumlarda miktarı artar.
HDL, LDL
Koroner kalp hastalığı riskinin değerlendirilmesinde kullanılır.Kan kolesterol
seviyesi parmak ya da kolunuzdan alınan kan örneğinden ölçülür. Bu testte total
kolesterol ve iyi kolesterol (HDL) seviyeniz belirlenir. Kan testi öncesi aç
olmanız ya da özel bir şey yapmanız gerekmez. Ancak bu verilerin sonucunda kötü
kolesterol (LDL) seviyesinin direkt ölçümü gerekebilir, bu test için aç olmanız
şarttır. Kötü kolesterol seviyesi doktorunuza kalp hastalığı riskinizle ilgili
daha fazla bilgi verir ve tedaviyi belirlemede yardımcı olur.
VLDL-K: VLDL Kolesterol
Lipit metabolizmasının değerlendirilmesinde kullanılır.
CK-MB: Kreatin Kinaz (CK)
İskelet ve kalp kasında dejenerasyona yol açan
durumların değerlendirilmesinde kullanılır. Ağır egzersiz, gebeliğin son
dönemleri ve doğum gibi durumlarda miktarı artar.
AMYL: Amilaz
Pankreas fonksiyon testlerinden biridir. Alkol kullanımı miktarını artırırken
pankreas yetmezliği amilaz düzeyini azaltır.Başlıca üretim yeri pankreas olması sebebiyle özellikle akut pankreatit, kronik pankreatit, kolesistit gibi rahatsızlıklarda kan değeri yükselir.
FE: Demir
Her türlü anemi, demir eksikliği ve demir zehirlenmesinin değerlendirilmesinde
kullanılır. Demir eksikliği anemisi gibi durumlarda demir düzeyi azalır.
Sodyum
Elektrolit ve su dengesinin değerlendirilmesinde kullanılır.
Potasyum
Elektrolit ve asit-baz dengesinin değerlendirilmesi
ile böbrek fonksiyonlarının takibinde kullanılır. Trombositoz,
lösemi, hemoliz, doku hasarı, akut böbrek yetmezliği,
ağır egzersiz ve şok potasyum düzeyini artırırken kronik açlık ve kusma ise
düşürür.
Klorür
Elektrolit dengesi ve asit-baz ile su metabolizmasının
değerlendirilmesinde kullanılır. Aşırı kusma gibi durumlarda miktarı azalır.
Magnezyum
Mg metabolizması ve elektrolit dengesinin değerlendirilmesi ile gebelikte
hipertansiyon (preeklampsi) tedavisi uygulanan
hastaların takibinde kullanılır. Gebelikte Mg düzeyi düşer.
Kreatinin
Böbreğin çalışması hakkında bize bilgi verir.Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. Böbrek
hastalıkları ve şok kreatinin düzeyini artırır.
Böbrek hastalıkları ve yetmezliklerinde, enfeksiyon ve
sıvı kayıplarında, böbrek sonrası üriner sistem
tıkanıklıklarında kan değeri yükselir.
Kreatinin Klerensi
Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde ve böbrek hastalıklarının
takibinde kullanılır. Burada ise böbrek hastalıkları ve şok kreatinin klerensi düzeyini azaltır.
AKŞ: Açlık Kan Şekeri
Karbonhidrat metabolizmasının değerlendirilmesinde kullanılır.
TKŞ: Tokluk Kan Şekeri
Genelde yemeğin 2. saatinde bakılır.
OGTT ve OGL: Şeker yüklemeleri
Albumin
Kan onkotik basıncı hakkında bilgi verir. Albumin; Karaciğer tarafından sentezlenen ve pek çok
iyon, metabolit, ilaçları bağlayan bir proteindir.
Karaciğer sirozu, malnutrisyon dediğimiz bir tür
beslenme bozuklukları , kanser hastaları gibi pek çok
hastalıkta albümin değeri düşer.
Lipaz
Pankreas fonksiyon testlerindendir.
DBK: Demir Bağlama
Kapasitesi
Serum demir düzeyinin değerlendirilmesinde kullanılır.
Transferrin: Plazmada demir transportunu sağlayan major proteindir. Demir eksikliği anemisi, gebelik ve östrojen kullanımında transferin düzeyi artar.
Trombosit sayısı
Kanın pıhtılaşmasını sağlayan şekilli elemanlardır. Eksikliğinde kan yeterli
sürede pıhtılaşmayacağı için ağır kanamalara neden olabilir. Bu nedenle trombosit değeri vücut için önemli bir bulgudur.
Eksikliğinde periferik yayma denilen ikinci bir test
ile trombositlerin durumu incelenir. Operasyon yada doğum gibi kanamanın fazla olabileceği uygulamalardan
önce KZ ( Kanama Zamanı) ve PZ (Pıhtılaşma Zamanı) olarak adlandırılan iki test
daha yapılarak kişinin kanamaya karşı direnci ölçülür. KZ ve PZ testleri
parmağa batırılan lancet( steril iğne) ile çıkan kanın hangi sürede duracağı hesaplanarak yapılır.
Hepatit Tahlilleri
Hepatit
Paneli ( Eliza )
HBsAg:
Akut veya
kronik HBV (Hepatit B Virüsü) enfeksiyonlarının tanısında kullanılır. HBV enfeksiyonu sırasında
serumda ortaya çıkan ilk serolojik markerdir. HBsAg’nin 6 aydan uzun süre bulunması kronik taşıyıcılık
veya kronik karaciğer hastalığının göstergesidir.
Anti-HBs:
HBV’ ye karşı immünitenin tespitinde kullanılır. HBV enfeksiyonunun bitişiyle beraber (HBsAg kaybolduktan sonra) anti-HBs oluşur. Ayrıca HBV
aşılamasından sonra immünitenin tespitinde de
kullanılır.
Anti-HAV IgM:
Akut HAV enfeksiyonunun tanısında kullanılır. 15–45 günlük bir inkübasyonu takiben semptomların ortaya çıkması ile beraber kanda
görülür ve genelde 3–6 ay pozitif kalır.
Anti-HAV Total:
Hepatit A’ya karşı immünitenin olup olmadığının
değerlendirilmesinde kullanılır.
HBeAg:
HBV enfeksiyonunun takibinde kullanılır. Enfeksiyonun
erken evrelerinde, HBsAg’den sonra ortaya çıkar.
Virüste aktif viral replikasyonun olduğunu gösterir.
Anti-HBe:
HBV enfeksiyonunun takibinde kullanılır. HBeAg ortadan kaybolduktan sonra görülür. Anti-HBe pozitif olan kronik taşıyıcıların karaciğer
histolojileri ve karaciğer fonksiyon testleri genellikle normaldir.
Anti-HIV:
HIV tanısında kullanılır. (Aids)
Anti-HCV:
HCV enfeksiyonunun tanısında kullanılır. Genelde HCV enfeksiyonunun geç evresinde kanda bulunur. Anti-HCV’nin bulunması immüniteyi sağlamaz. Pozitif sonuçlar diğer yöntemlerle doğrulanmalıdır.
İdrar tahlilleri
Sg: Dansite (Yoğunluk)
Referans aralığı 1.010 ¦ 1.020 arasındadır. Bu
aralıklar dışında olduğunda Refraktometre adı verilen
cihazla tekrar ölçüm yapılır. İdrarın soğutulması ve idrarda protein atımı dansiteyi artıran faktörlerdir.
pH
Referans aralığı 4.8–7.4 arasında olmalıdır. Ortalama pH 6 olarak kabul edilebilir. Kan transfüzyonları,
kusmalar, uzun süren soğuk banyo ve alkali yapıcı maddelerin fazla alımı idrar pH’ının artmasına neden olur. Şeker hastalığı, gut, lösemi,
yüksek proteinli diyet, akut eklem romatizması, C vitamini eksikliği ve asidik
ilaçların alınması idrar pH’ını azaltan nedenlerdir.
LEU: Lökosit
İdrarda lökoside rastlanması patolojik etki olduğunu gösterir.
NIT: Nitrit
İdrarda nitrit bulunması nitrit üreten bakterilerin varlığını gösterir.
PRO: Protein
Genellikle hamilelerde görülür. Normalde sık rastlanmaz. Normal hastalarda
rastlanması böbrek rahatsızlığını gösterir. Ayrıca idrarla atılan proteinin
tipi tanı için önemlidir.
GLU: Glikoz
Negatif çıkması beklenir. Kanda aşırı derecede glikoz artarsa idrarda da
çıkması beklenir. Ancak bazı hastalarda kanda glikoz fazla olsa bile idrarda
görülmeyebilir. Şeker hastalığı, gebelik, uzun süre açlık ve kurşun
zehirlenmesi idrarda glikoz düzeyinin artmasına neden olur.
KET: Keton
Genellikle aç kişilerde ortaya çıkar. Hasta ne kadar aç ise keton o kadar
yüksektir. Ayrıca diyabetli hastalarda da rastlanır. Ateş, ishal ve şiddetli
kusmalar da idrarda keton miktarını artırır.
UBG: Ürobilinojen
Değeri <1 ‘dir.
BIL: Bilirubin
Normalde idrarda bulunmaz. Sarılık gibi durumlarda ortaya çıkar.
ERY: Eritrosit
İdrarda kan olduğunu gösterir.